ÜLKÜCÜLÜK ŞEREFTİR; ŞEREFİN TAVİZİ OLMAZ!!! ADAMIN ADAMI DEĞİL DAVANIN ADAMIYIZ!!!!!
|
![]() |
|||||||||
MEZARIMIZ BİLE KORKUTUYOR Yaşımız o zamanları görmemize müsade etmedi. O zamanlar 1-2 yaşındaydık ama kahramanlıkları kulaktan kulağa bize kadar geliyordu. Yaşımız ilerlemeye başlayınca ALLAH(c.c) bizede bu kutlu dava ya girmeyi nasip etti şükürler olsun. Daha sonra Hayati DAĞASLAN şehidimizin mezarı bizim semtimizde olduğunu öğrendik ve bakımsız kalan mezarı 5-6 ülküdaş kendi aralarında topladıkları bir miktar para ile onardılar. Uğrunda canını verdiği TÜRK bayrağı ve ÜÇ HİLAL li bayrak mezartaşına işlendi. Ama kızıl köpek dölleri boş durmadı mezartaşını tahrip etti dirimizden korkan yüreksiz itler ölülerimizle uğraşmaya başladı mezar taşını tekrar yaptırdık ve tekrar tahrip edildi daha önce de duymuşduk bu yüreksiz korkak kızıl itler daha önce de şehitlerimizin mezarını bombalamışlar. Yazıcak pek fazla bir şey bulamıyoruz sadece öfkeli ve kinliyiz. Bu şerefsizlerede iki çiftlafımız var mezar taşının üçüncü kez tahrip olduğunu görünce ağzımızdan sadece intikam kelimesi çıkıyor. Birde o uğraştıkları mezar taşının yanına o itleri yatırmak için yemin ediyoruz. ÜLKÜCÜ GENÇLİK
Kabrin Tahripten Sonraki Hali;
_________________________ 27 Ocak 2002 HER DEM YENİDEN DOĞARIZ, BİZDEN KİM USANASI... Yamantürk Dün öğle vakti, hiç aklımda yokken Ülkücü Şehid Hayati DAĞASLAN geliverdi birden gözümün önüne. Yaklaşık bir haftadır ziyaretine -kabrine- gitmemiştim. Dalmışım.. ve hayal aleminde kısa bir seyahat yaptığımı hatırlıyorum. O' nun mezarını ziyarete gitmişim. Ancak mezar taşının tahrip edildiğini görüyorum. Ve çaresizlik ve öfkeden gözyaşlarına boğuluyorum. Çalan telefonun sesiyle irkildim. Arayan Yusuf Hoca'mdı.. Sesi üzüntülüydü. Birazdan üzüntüsünün nedenini anlayacaktım. Şehidimizin naaşından bile korkan, ürken soysuzlar, gerçekten de Hayati DAĞASLAN' ın mezar taşını kırmışlardı. Hocama az önce aklımdan geçenleri anlattım, "hayırdır inşallah" deyip konuşmamızı bitirdik. Saat hayli ilerlediği için dün gidemediğim kabre, bu sabah erkenden gittim.. Gördüğüm manzara karşısında göz pınarlarıma hücum eden gözyaşlarıma engel olamadım. Olmak istemedim belki de. Ona hayat hakkı tanımayan ve kalleşçe sırtından vurarak şehid eden kızıl it sürüleri, mezarında dahi rahat bırakmamışlardı bu ülkü devini.. Kısa bir süre önce Ülküdaşlarının mezar taşına yaptırdıkları üç hilal boya ile kapatılmıştı. Son ziyaretimizde elimizden geldiğince temizlemeye çalışmış ve insanlık dışı bu davranışı sergileyenleri Allah' a (cc) havale edip, konuyu siz ülküdaşlarımıza duyurmuştuk. Bununla yetinmeyen vatan haini, insanlıktan nasipsiz şerefsizler bu sefer mezar taşını hepten parçalamışlardı.. Ancak ülküdaşlarımız bir bayrak gibi, bir sancak gibi gördükleri bu mezara yeni bir taş yaptırmakta gecikmediler. İnşallah bu akşam şehidimiz çok sevdiği "üç hilale" ve "nazlı ay yıldıza" yeniden kavuşacak.
Biz şehidimize "fatihalar" sunup oradan ayrıldık... Ve sorumlularını Hakka (cc) havale ederek. Ancak; yetkilileri buradan uyarıyor ve göreve çağırıyoruz. İstanbul' un göbeğinde, (Reşitpaşa' da) yer alan bu mezarlık yol geçen hanımıdır ki, canı isteyen rahatlıkla gelip, dilediği mezarı tahrip edebiliyor?.. Buranın bir görevlisi, bir yetkilisi yok mudur ki; dileyen elini kolunu sallayarak at oynatabiliyor..? Son söz... ALLAH' A, BAYRAĞA, KUR'AN' A VE SİLAHA YEMİN OLSUN Kİ BU RÜZGARI EKENLER, FIRTINAYI BİÇECEKLER" ![]() Muharrem Yavuz, Kabristanı Süpürürken |
|
|||||||||
![]() |